GAZ SANMIŞTIM
“Aday göstermesinler geçerim karşıya, bunlarla göbekten bağlı değilim” diyen kurucu olmuş, yıllarca partide görev almış birinin 2019 yerel seçimlerde aday belirleme sürecinde sarf ettiği sözlerdi. Partiler maalesef bu gibi kişilerle kuruluyor. İstediğini alamadığında da basıyor yaygarayı. Bir dakika önce “dava uğruna” diye başlayan cümleler, beklediğini alamadığında “ne davası, ancak şalvar davası” diyerek, benden sonraki tufan olsun diyor ve geçiyor karşıya.
Girişte anlattığım kişinin ne olduğunu merak mı ediyorsunuz? Bu şahıs istifa etmedi, belediye başkanlığına da aday gösterilmedi. Peki, gerçek dava adamıymış diyebilir miyiz? Ona da hayır diyeceğim. O şimdi “belediye meclis üyesi” Hizmet edeceğini mi sanıyorsunuz? Hayır. Şahsi menfaatlerinin peşindeler.
KIRMIZIDA DURMAYIN…!
Bu olayı neden sizlerle paylaştım. Yeni kurulan partiler de bu doğrultuda olmadığını söyleyemiyoruz. Demokrasi diye kendilerini öne çıkardılar, istedikleri olmayınca “kimseye yedirmeyiz, biz yoksak siz de olmayın” diyerek bastılar istifalarını. Hem de zincir misali, baştan sona doğru. İl ve ilçe kurucuları ve yöneticileri, komple. Sebebini de sanki kırmızı ışıkta dururken, arkadan başka bir aracın çarpmasıyla, çarpan sürücünün “ne vardı kırmızıda duracak, durmasaydın sana vurmayacaktım” gibi, saçma sapan bir gerekçe kullanarak izahta bulunması. “Mevcut Genel başkanın, geldikleri partinin genel başkanını eleştirdi diye”. Son oluşturulan partiler genellikle eski partideki yer bulamayanlar, kenarda dur denilenler gibi şahısların ağırlıkta bulundukları partiler halindeler. Bir de bunlar içerisinde uzun yıllar ilçe başkanlığı, belediye başkanlığı yapmış kişilerin (sözüm ona kendilerini dava adamı olarak lanse etmesini çok kullananlar) adlarını geçirmeden yakın menfaat birlikteliği yapmış kişileri yerleştirmesi olmuştur. Kendi isimlerini kullanmamaları geçmişte yaptıkları usulsüzlüklerin soruşturmaya açılmasından korktukları içindir.
DÜDÜK ÇALINACA TOPLANACAKLAR
Yeni kurulan partiler, bir düdük çalmasıyla toplanma bölgesine gidebileceklerin varlığından habersiz olmaları büyük bir zaaftır. Kuruluşunda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz, herkesi iyi etüt ediyor, başkalarının adamı olmaları riskine karşılık “kılı kırk yarıyoruz, enine boyuna inceden inceye ölçüyoruz” demişlerdi. Ya bunların hepsi havagazıydı, ya da başlarını çekenler gerçekten bir yerlerdeki bağlarını hala koparmamışlardır. Büyük Türk Milleti adına endişeleniyor ve demokrasimiz adına üzülüyorum. Bugünü tekrar yaşayamayacağımıza göre, yarınımızı yine heba etmeyelim.
DEĞİLMİŞ
Büyük bir hastanede iki doktor yemekten sonra yürüyüşe çıktıklarında, önlerinde paytak paytak yürüyen yaşlı bir adamla ilgili aralarında yorum yaparlar. Biri, “adamın kalça çıkığı var” der, diğeri, “hayır adamın bel fıtığı var” der ve aralarında anlaşamayınca “gel adama soralım” derler ve yaşlı adamın yanına giderler.
Yaşlı adam cevap verir.
“Evladım, ikiniz de yanıldınız. Ve, ben de yanıldım” der.
Yaşlı Adam, başı önünde, biraz mahçup bir şekilde;