Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 30-11-2022 10:55:00   30-11-2022 10:42:00

İBRETLİK BİR DÖNEM.

İBRETLİK BİR DÖNEM.

Piyasaların yangın yerine döndüğü, insanların sessiz feryadının arşı inlettiği  günler yaşıyoruz.

Büyük kentlerin varoşlarından her sabah yüzlerce, binlerce el arabası kent merkezlerinin caddelerine, sokaklarına yayılıyor.

Çöp kutuları karıştırılarak elde edilen kağıt, cam, plastik gibi atıklar toplanarak hurdacıların yolu tutuluyor, ekmek parasını artık çöpten çıkarmaya çalışan yüzbinler var.

Acımasız sermaye, buna bile göz dikti ve devletin sopasını, belediyelerin sopasını kullanarak bunu engellemeye çalışıyor.

Feryat yükseldikçe, bir yandan iktidar zam kırbacını daha sert indirmeye, ‘ama’ diyene, ‘fakat’ diyene daha yüksek sesle hain, bölücü demeye başladı.

Merhum Alpaslan Türkeş adına kurulan vakfın bile Türkeş’i konuşmasından rahatsız bir anlayış var bu gün iktidarda.

Sistemin esiri olmuş kurum ve kuruluşların tepelerindeki insanlar ardı ardına  açıklamalar yayınlayarak “Hiç olmadığı kadar iyiyiz”, “Ekonomi rekorlar kırıyor”, “İhracatımız patladı” türünden beyanatları ile yerel ve genel gazetelerin, önceden satın aldıkları sayfalarından bu mazlum millete “Yalan” satıyor, “Yalan” pazarlıyor.

En temel gereksinimimiz olan ekmeğe yapılan zam haberleri bile yandaşların, yalakaların  yayın organlarında yer bulmuyor.

İktidar ve yancısı tarafından, hiçbir zaman gelemeyeceği koltuklara kurulan bir takım soysuzlar,  getirtildiği koltuğu korumak adına bu mazlum millete parmak sallıyor, sopa gösteriyor.

Her şeye rağmen, toplumun geleceği adına kaygılarını dile getirenlerin sokak ortasında acımasızca dövülmesi artık sıradanlaştı.

İlkel zihniyet, sokak hayvanları üzerinde deniyor, sadizmi.

Adı konulmamış bir süreç yaşıyoruz, velhasıl dostlar.

Ekonomik yıkıma doğru gidişimizi artık cebinde, mutfağında, geleceğinde hissetmenin ötesine geçen yurttaşlara da, iktidar beslemeleri “Almanya’nın halini görmüyor musun. Emekliler gazoz kapağı toplamaya başladı. Halinize şükredin” diye kafa tutuyor.

Daha da acı olanı, bir takım cahil güruh kendi açlığını bu yalanları alkışlayarak unutma yolunu seçiyor.

Güzel ülkem, tam bir korku coğrafyasına dönüştü.

Bu yetmiyormuş gibi;

Diyanet açlığın ve fakirliğin yüceliğini anlatan masallarını Cuma Hutbelerine kadar taşıdı.

Bir takım iktidar beslemeleri resmi toplantılarda, fakir ve mazlum halk ile adeta alay eder hale geldi.

“Bizden önce dağlarda aç insanlar vardı” diyen,  sonra da çok abarttığını görerek “Garlarda demek istedim” diye çark eden siyasetçiler var, ülkenin karar noktalarında.

“İktidarımız yeni bir şey deniyor, sabırlı olun” diyecek kadar bayağılaşan milletvekillerimiz var mecliste.

“Ayda iki kilo et yerine yarım kilo alın, domatesi kiloyla değil sayıyla alın ve zayi olmasın” diyecek kadar aşağılık noktasındaki densizler, bu milletin kahır ekseriyetinin eti unuttuğundan bihaber.

“Aç kaldığınızda çıkın ve yaptığımız yollara bir bakın. Rahatlarsınız, içiniz açılır” diyebilecek kadar bayağı insanlar yönetiyor bizi biliyor musunuz?
“Fakirler de kayak yapabilsin” diyen siyasiye “O zaman Çay Bağlarındakiler Erciyes’e giderken yanlarına birer fakir alsın” diyecek kadar densizleşen, namussuzlaşan, geçmişi karanlık, geçmişi kirli, insanlar var koltuklarda.

Görmüşsünüzdür sosyal medya sayfalarında;

Bir anne, atık kağıt topladığı el arabasının bir bölümüne iki minik yavrusunu yatırmış,  sabahın kör ayazında atık kağıt topluyor.

Semt Pazarlarının en yoğun insan kalabalığı akşam atık sebze ve meyveler çöpe atıldığında oluşuyor.

Büyük kentlerde insanlar, sabahın ilk saatlerinde halk ekmek büfelerinin önünde kuyruk oluşturuyor.

Dost sohbetlerinde bile iktidarın uygulamalarını eleştirecekler önce etrafına bakınıyor, “Bizi dinleyen var mı?” diye.

Korku İmparatorluğunun inşası tamam yani.

Eskiden böylesi dönemlerde sağduyu çıkar ve haykırırdı.

Ama demek ki sağduyuyu da yandaşlaştırdılar.

Elinize aldığınız hiçbir ekonomik veri, bu güne kadar yaşadıklarımızdan daha iyi değil.

Ama buna rağmen Memleket Büyüklerimiz, çıkıyor ve diyor ki;

“Bu güne gelişimizin hazırlıklarını biz 20 yıldız yapıyorduk..”

Haydaaaa Sayın memleket büyükleri.

Hangi noktada başarı görüyorsunuz da 20  yıldır buna hazırlandınız?

Konuk yazar Ahmet ZORLU

  Bu yazı 6726 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş