Metin Çınar
  Güncelleme: 12-05-2019 09:54:00   09-05-2019 18:22:00

SİYASETTEN UZAK

SİYASETTEN UZAK

Son beş senedir yoğun bir şekilde gündemi oluşturan seçimler, partiler, sistem değişikliği gibi konuların yer aldığı siyaset, toplumda (nerdeyse) bıkkınlık yarattı. Televizyonlar gece yarılarına kadar bu konuları işliyor, olmadı sabahlara kadar da tekrarını yayınlıyor. Gerçekten bıkkınlık yaratma derecesine getirdiler. Eleştirilerimi genel halk gözünden bakarak yazdım. Yoksa bu katarın içinde bizler de varız. Sorunların çözümleri yine siyasette olacaktır. Ancak; herkes yeterince ilgilensin, ama bu işi yapanlarda halkı siyasetten soğutmasınlar.

Yukardaki eleştiriler üzerine bu yazımı siyasetten uzak tutarak yazmak, sizlerin bıkkınlığına biraz daha tuz ekmemek istedim.

İlk orucun tutulduğu günün, yani ikinci sahurun yapılacağı geceydi.. Arayan yakın bir dostum, gece çalan telefonlardan herkes gibi bende tedirgin olurum. Hayırdır inşallah diyerek, dostum dediğim kişi selam sabah vermeden direk konuya girdi.

Yukarıda siyasetten uzak, güncel olmayan bir konuyu paylaşacağım demiştim. Konu; bu telefon konuşması. İsterseniz okumayabilirsiniz. Çünkü ben ve telefonun diğer ucundaki dostum arasında geçen bir sohbet. Okuyan arkadaşlardan da bu konuyla ilgili katılımlarını isteyeceğim. Lütfedip katılımlarınızla bana destek olursanız sevinirim.

Dostumun bana telefonda bahsettiği konu:  

KİM SUÇLU HAKİM BEY?    

Olay azgelişmiş bir Ortadoğu ülke vatandaşı olan arkadaşı geçer. “Geçen yıl geçirdiğim küçük bir kazada sol kolum kırılmıştı. Düştüğüm yere yakın sağlık merkezi olmadığından, beni sınıkçı tabir ettikleri birine götürmek istediler. Ben de kabul etmedim. Benim için hiçbir geçerliliği olmayan biri, nasıl olur da canımı illegal bir şekilde bu işi yapana bırakabilirdim. Uzakta olsa beni bir devlet hastanesine, devletimin atadığı bir doktora götürün dedim. İsteğim üzerine uzak da olsa bir sağlık kuruluşuna götürdüler, acil, film, alçı gibi kırık kolumla ilgili gerekli operasyonel işlemleri  yerine getirdiler. İşlem bitince benimle ilgilenen doktor gidebilirsin diyerek, elime reçeteyi tutuşturdu. Ben de reçeteyi alıp doktora defalarca teşekkür ederek oradan ayrıldım.

KOL KIRILIR MI?

Gecenin bu saatinde seni aramamın sebebi bundan sonra anlatacaklarım deyip” devam etti. Biray sonra geldim, benimle ilgilenen doktorun poliklinikte olduğunu öğrendim. Doğruca oraya gittim. Doktor yine film istedi, sonucuna göre de alçıyı aldırdı ve geçmiş olsun çok güzel tutmuş diyerek beni gönderdi. Aradan beş altı ay geçti, bu doktorun sahte bir diplomayla yıllarca burada hizmet verdiğini şaşkınlıkla duydum ve üzüldüm. Oysa ki; gerçekten uzman, işinin ehli biriydi.

Bizim buralarda hukuk, adalet diye bir şeylerden bahsedilse de, kurallar olaylara ve tarafların gücüne göre hüküm aldığı için, sınıkçının illegal biri olduğu, devletin atadığı görevlilerin de böyle biri olabileceğini hiç düşünmemiştim. Nasıl olurda devletin atadığı bir görevli (ki önemli bir konuyla ilgili) sahte fakat işinin ehli olabilirdi? Doktor, doktor değil diye, benim hasta olmam iptal olur mu? Doktor suçlu, gerekli cezayı alacaktır, ya ben?

 YA KIRARLARSA?

Bizim buralarda insanın aklına hiç, ama hiç gelemeyecek uygulamalar olduğundan kara kara düşünüyorum. Acaba, bu doktor sahte diye doktordan dolayı hizmet almış hastaların hastalıklarını, dolayısıyla da benim iyileşmiş kırık kolumu devlet tekrar kırıp, eski haline getirir mi? Diye sana soruyorum. Sizin oralarda böyle bir uygulama olabilir mi? Yoksa; demokrasiye geçememiş bir ülkede yaşıyor olmam mı, beni böyle bir sonucu düşünmeme sevk ediyor? “

Yukarda aktarmaya çalıştığım, biraz da gülümseyerek karşıladığım bir olayı siyasetten uzak bir konu olsun diye yazdım. Sizlerin de bu konuyla ilgili kesinlikle söyleyecekleri olduğunu düşünebiliyorum. Arkadaşımın kolunu tekrar kırabilirler mi? Ne dersiniz?

Ben, şaka yaptığına inandığım arkadaşıma, hadi niyetlen (iyi) de yat, bizde böyle şeyler yaşanmaz, bırak bizi, ne kadar demokrasiniz ve hukukunuz geri olursa olsun, böyle bir hüküm hiçbir ülkede olmaz dedim ve…

RAMAZANIN BEREKETİ HEPİMİZİN ÜZERİNE OLSUN

  Bu yazı 3530 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş