OYNATMAYA AZ KALDI
Yerel bir yöneticimiz, ilinde esnaf ziyaretinde, çağımızın illet hastalığı coronavirüs (pandemi) tedbirleriyle ilgili konulmuş kurallara uyulup uyulmadığını denetlemektedir. Maske, mesafe ve temizlik kuralları. Canını seven, yaşamsal melekeleri yerinde olan bir insanın bu kurallar dışında hareket etmesini, tabi ki beklemezsiniz. Ancak, maske takmamış bir esnafın neden takmıyorsun sorusuna verdiği cevap, asıl tehlikenin nerde olduğunun tipik göstergesi olmuştur. “Takmıyorum, çünkü GEBERMEK istiyorum”. Ölmek dese anlayacağım, sıkıntıda. Gebermek istemesi öfeyle birlikte sitem ve sonucun, karşıdakine itirazın ve görünmeyen bir virüsü de kullanarak, cümle aleme sert bir mesaj vermek istemesi. Vaka deyin, durum deyin, öfke deyin. Toplum bilimcileri, sosyologlar, psikologlar, üniversiteler, ekonomistler, siyasetçiler, idareciler kısaca aklınıza otorite anlamında ki gelen her yer, konuyla ilgilenmelidir. Normal bir vaka değil. O esnaf, virüsten değil içine düştüğü ekonomik darboğazdan yakınıyor. İşsizlikten, gelirsizlikten, evine ekmek götürememekten yakınıyor. Orta halli esnaf aç olduğunu söylemez, gebermek istediğini haykırmaz, kolay kolay öfkelenmez. Bu öfkeye dikkat çekmek istiyorum. Ülke genelinde “gebermek” isteyenlerin sayısının bir hayli yüksekliği dikkatli takibe muhtaçtır. Bu dönemde, esnaftan küvetin tıpasını çekmesini beklemeyin.
TIPAYI ÇEKEBİLECEK VAR MI?
Bir siyasetçi akıl hastanesini ziyaret etmektedir. Başhekimle birlikte hastaneyi dolaşırken sormuş;
Başhekim;
Siyasetçi;
Başhekim;
ÖFKE
Öfke; istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen son derece doğal, evrensel ve insani bir tepkidir. Öfke uygun ifade edildiğinde sağlıklı bir duygudur. Ancak öfke; kontrolden çıkıp yıkıcı hale dönüştüğünde kişinin yaşamına son derece önemli sorunlar açabilmektedir.
“SEN - BEN” DİLİ
Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Bu yargılarda bazen çok gerçek dışı olabilmektedir. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey; yavaşlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklınıza ilk gelen şeyi söylemeyin. Yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Hemen cevap vermeyin.
Öfkenin ifade ediliş biçimi de kaynakları kadar önemlidir. “Sen dili” adı verilen ve saldırganlık niteliği taşıyan ifadeler yerine; “Ben dili” ifadeler kullanmalıyız.
ÖFKEYİ İFADE ETME BİÇİMLERİ
Saldırgan Davranış: Bağırmak, kızmak, eşyaları tahrip etmek, duvarlara vurmak.
Bastırılmış Davranış: Öfkeyi bastırmak, kızıyormuş gibi görünmek, öfkeyi belli etmemeye çalışmak.
Öfkeyi Kontrol Etme: Fizyolojik yöntemler, düşünce düzenleme tekniği, iletişim.
Ve; “GEBERMEK İSTİYORUM”