Metin Çınar
  Güncelleme: 29-04-2023 18:03:00   29-04-2023 18:02:00

HER İŞİNİZ HUKUKA VE AHLAKA UYGUN OLMALI

“Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi emreder.” (Nisâ sûresi, 58) "Emanet ehline verilmez ise o topluluğun kıyameti yakındır." (Hz. Muhammed)                     

Hukuk ve ahlak bireyin davranışlarına yönelik ve toplumun barış, güven ve esenlik içerisinde bir arada yaşamasını sağlamak üzere kurallar içerir. Sosyal ahlak kuralları çoğunlukla, hukuk kuralları olarak kanunlarda düzenlenmektedir. Ahlakın doğrudan hukuk normu olarak düzenlenmesi, ahlaki bir emrin veya yasağın kanunlaştırılması suretiyle olur. Hukukun ahlaka atıf yapması ise kanunun somut bir durumda boşluk içermesi durumunda söz konusu olabilir. Buna karşın, hukuk ve ahlak bütünüyle ortak düzenleme alanını içermez. Hukuk ve ahlak arasındaki bu çatışma kimi durumda hukuk kuralının sosyal ahlakın değişmesine yol açması şeklinde sonuçlanabilir. Bundan daha büyük bir ihtimal ise genel ve baskın bir ahlak kuralıyla çatışan hukuk normunun ahlak doğrultusunda ilgası veya değiştirilmesidir. Hukuk ve ahlak birbiriyle yakından ilişkili olmasının yanında, farklarının ortaya konulması yönüyle de tartışılmaktadır. Bu bakımdan, özellikle pozitif hukukçular hukuk ve ahlak arasında net bir ayrım yapmakta ve hukuk kurallarını ahlak kurallarından ayıran temel ölçütleri ortaya koymaktadırlar. Buna karşılık, tabii hukukçular hukuk ve ahlak arasında önemli bir bağ tesis etmektedirler. Fakat her halükârda, sosyal düzen kurallarını birbirinden ayıran farkların yanında, bunların temel ortak noktaları bulunmaktadır. Bahsedilen farklar kapsamında hukuk ve ahlak arasında bir ayrım yapmak mümkün olmasına rağmen hukuk ve ahlak ilişkisi inkâr edilemez bir kapsamdadır. Bu da hukukun tesisinde adalete yönelmenin gerekliliğidir ki bundan hukukun ahlaki karakteri olarak bahsedilebilir (A.K.Yıldız) Yapılan bir eylemin kanunlara uygunluğu tartışılmaz bir normdur. Her zaman için kanuniliği ön planda olmalıdır. Toplum halinde yaşamanın önceden konulmuş ve aleniyet kazanmış, toplumsal mutabakat halinde yürürlüğe girmiş, uyulması zorunlu,  yazılı pozitif hukuk kuralları vardır. Ancak her hukuka uyan eylem ahlaki olduğunu söyleyemeyiz. Seçimler ortamında kamu görevlileri hukuka uygun bir şekilde dolaylı olarak bir adaya, bir siyasi tarafa destek vermesinin ahlaksallığından ne yazık ki bahsedemiyoruz. Bir din görevlisinin geneleve gitmesi hukukidir, ancak ahlaki olduğunu söyleyemeyiz. Bir kamu görevlisinin yakınlarını resmi görevlerde istihdam etmesi hukukidir, ama ahlaki değildir. Bir kamu görevlisinin hukuki olmayan bir eylemi, hukuki başka bir eylemle yerine getirmesi ise hem hukuka (muvazaa-yargısal tespitle) hem de ahlaka aykırıdır.  

MUVAZAA 

Muvazaa, en basit tanımıyla, bir sözleşmenin taraflarının, üçüncü kişilerden gerçek durumu gizleyerek, onları aldatmak maksadıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında geçerli olmayan bir hususta anlaşmalarıdır. Bu şekilde yapılan işlemlere de, muvazaalı işlemler adı verilir. Çeşitli nedenlerle görünen işlemin arkasına sakladıkları bir gizli işlem daha bulunur. Hem yasal değil, hem de ahlaki. 

ADAYLAR SEÇİM ALANLARINDA

14 Mayıs 2023’de iki seçim yapmak üzere sandıklara gideceğiz. Biri 13. Cumhurbaşkanını seçmek, diğeri de TBMM’si 28. Dönem 600 milletvekilini seçmek için. İki partili, iki de bağımsız cumhurbaşkanı adayı yarışacak. Yarışma kuralları kanunla ve YSK’nın önceden açıkladığı kurallara göre olacaktır. Adaylar içinde mevcut 3. Dönem adaylık sürecinde yarışan 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Partili cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ı geçmiş seçimlerinden bildiğimiz gibi yoğun bir miting çalışmasında bulunurdu. Ancak, adına açılış toplantıları dedikleri ama içeriğinde eski çalışmalardan hiçbir farkı olmayan siyasi seçim propaganda mitingleridir. Bitmiş, bitmemiş, tamam, natamam, eskiden açılışı yapılmış olan hizmet ve yatırım çalışmaları farklı bakanlıklarca yapılan aslında seçim siyasi propaganda çalışmalarıdır. Diğer parti ve adayların yaptıkları çalışmalardan farkı, devlet gücüyle propaganda yapıyor olmalarıdır. Ümit etmediğim tek husus, bu çalışmaların devlet kasasından finanse ediyor olunmasıdır. 

R.T. ERDOĞAN’ADA YASAK

Yurt içinde yapılacak seçim propaganda gezilerine, bakanlarla, milletvekilleri makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla katılamayacak. Bu maksatla yapılacak gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalar ile törenlerin yapılamayacak ve resmi ziyafet verilemeyecek. Bu maddedeki yasaklama, aday olması halinde görevde bulunan cumhurbaşkanı için de geçerli olacak. Seçim propagandasıyla ilgili gezilere hiçbir memur katılamayacak. 

HAZİNE EN YÜKSEK YARDIMI AK PARTİ’YE YAPTI

“Yüksek Seçim Kurulunca son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 33 üncü maddesindeki genel barajı aşmış bulunan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri (B) Cetveli toplamının beş binde ikisi oranında ödenek mali yıl için konur.”
Seçim kanununda siyasi partilere her yıl yapılacak toplam yardım, “bütçe gelirlerinin beş binde ikisi” olarak öngörülüyor. Milletvekili seçimi yapılan yıllarda bu miktar üç kat artırılıyor. 2023 bütçesinde gelirler toplamı 3 trilyon 762 milyar 439 milyon 808 bin lira olarak belirlendiği için, bu çerçevede siyasi partilere yapılacak Hazine yardımı 1 milyar 504 milyon 976 bin TL oldu. Milletvekili seçim yılı olması nedeniyle bu rakam üç katına, 4 milyar 514 milyon liraya çıkarıldı.
 “Yapılan yardımlar sadece parti ihtiyaçları veya parti çalışmalarında kullanılır.”

BAKAN GÖZATİ DER Kİ;

İngiliz, Amerikalı ve Türk Maliye Bakanları bir toplantıya katılırlar. Sohbet en son vergilerden açılır. İngiliz hemen atılır ve “biz ülkenin ortasına bir çizgi çiziyoruz, paraları havaya atıyoruz, çizginin sağına düşen devletin, soluna düşenlerde milletin oluyor” der. Amerikalı “biz bir çember çiziyoruz, paraları havaya atıyoruz. Çemberin içine düşen devletin, dışında kalan milletin oluyor” der. En son bizim Bakan Gözati ,” valla biz öyle çizgi çekmez, çember çizmeyiz. Paraları havaya atar yere düşen devletin, havada kalan milletin” deriz.  

METİN ÇINAR’DA DER Kİ; 

21 yılda havada yakaladığınız para kadar bu iktidara destek verin. Yok, havada para yerine hep kuş gördük diyorsanız hiç durmayın, 14 Mayısta Partili Erdoğan’a ve Partisine mührü vurmayın, gönderin gitsin. Hep birlikte zenginleşelim.

  Bu yazı 6014 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş