KİBİRİZM VE ŞÜKÜRİZM

21 yıl iktidarda kalmış bir Ak Parti seçim meydanlarında ne konuşacağına, halkla ne paylaşacağına karar vermiş değil. Günün “muhalefet gafı” üzerinden kendisine yol belirlemeye çalışmaktadır. Dün yedili masa, gitti geldi Akşener, Karamollaoğlu’nun Erbakan’la tanışması, Babacan’ın, Davutoğlu’nun Başbakan yapılmasının kendi tensibi gibi seçmende pek de itibar görmeyeceği konular. 

Peki Ak Parti ve Erdoğan meydan ve ekranlarda ne konuşsun? 2011’de “Türkiye Hazır, Hedef 2023” taahhüt edipte hiç birini yerine getiremediklerini mi, Yolsuzluğu mu, fakirliği mi, depremin felakete dönüşmesini mi, enflasyonu mu, et fiyatlarının 500’e, kuru soğanın 35’e dayandığını mı konuşsun? 
Yeni bir anayasa ile ileri demokrasiye kavuşmadığını mı? Milleti devletinden razı, vatandaşları mutlu, müreffeh ve özgür deyip gerçekleştiremediğini mi? Dünyanın en güçlü on ekonomisinden biri olacağız deyip de yapamadığını mı? İki trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başı milli gelir deyip de, gerçekleştiremediğini mi? 500 milyar dolar dış ticareti aşmış bir ülke deyip de, aşamadığını mı? Emekli ve çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğim deyip de, gerçekleştiremediğini mi? Vesselam seçime giderken Ak Parti ve Erdoğan’ın işi gerçekten zor. Bakın dış basında dahi “Erdoğan’ın bu seçimlerde şimdiye kadar olmadığı güç kaybıyla seçimlere gittiği, ülkenin bir değişime hazırlandığı” gibi yorumlar yapılıyor. 

MAZERET DEĞİL, ÇÖZÜM YÖNETİMİ DEDİN

Türk seçmeni de 14 Mayıs’ta 21 yıllık Ak Parti iktidarını yanına çağırıp,”gelmek için mazeret üretmek yok, sorun çözmek var” diyerek yetki istemiştin. Gördük ki on yıl sürekli mazeret ürettin. Gezi olayları dedin, çukur eylemleri dedin, 17-25 Aralık dedin, 15 Temmuz dedin, pandemi dedin, küresel ekonomik krizler dedin, dış düşman-iç düşman, dahili ve harici teröristler dedin, patates, soğan depoları bastın, üçlü market zincirler dedin, deprem felaketi dedin, dedin de dedin. Mazeretlerin son on yıl hiç bitmedi. 

YENİ YÜZYIL SENİNLE OLMAZ

Ak Parti ve Erdoğan’ın ilk on yılındaki hızı ve heyecanıyla son on yıldaki hızı ve heyecanı arasında gözle görülür bir düşüşün olduğunu her anlamda söyleyebiliyoruz. Yakın siyasi tarihimize baktığımızda iktidara gelmek yerel seçimlerle, iktidardan gitmek de yine yerel seçimlerdeki başarısızlıklarla gerçekleştiği görülmektedir. 2009 yerel seçimlerindeki başarısızlıklar, ekonomideki dip göstergeler hep önümüzdeki seçimin göstergelerindendir. Gençler ümitsiz, ev hanımları çaresiz, çalışanlar huzursuz, emekliler perişan. Böyle bir tablonun altından kalkmak her partiye nasip olmayacaktır. Seçimlerde iktidar değişse de, değişmese de, ülkeyi yoğun bir sorun yumağı beklediğini göz ardı etmemek gerekir. Kimse bugünden seçim sonrasını güllük gülistanlık göstermesin. Ülkenin acil ihtiyacı tank, top, tüfek üretmek, uzay yolculuğuna çıkmak değildir. 

TEMELİN MAZERETİ VAR, YA SENİN?

Temel, karayollarında işe başlamış. Kendisine bir teneke boya ile fırça verilip, bir yolun orta şeridini boyamasını istemişler.
Temel birinci gün 800 metre, ikinci gün 400 metre, üçüncü gün 200 metre ve dördüncü günde 100 metre boyamış. Mühendis bu durumu beğenmemiş ve Temel’i yanına çağırıp sormuş:
“Ula temel, çok iyi başlamıştın, ama birden tembelleştin. Yaptığın iş neden bu kadar azaldı?” Temel cevap vermiş: 
“Ben hiç tembelleşir miyim mühendis bey! Gün geçtikçe boya tenekesinden uzaklaşıyorum da ondan” 

KİN VE ÖFKENİN ESARETİ

Kuran’da takva sahibi Müslüman’ın özelliklerinden olan;“Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik yapanları sever.” ( Al-i İmran, 37134) diyor. Yine Peygamberimiz (SAV),“Bir kulun, Allah rızası gözeterek öfkesini yenmesinden Allah katında sevabı daha büyük bir amel yoktur.” (İbn Mace, Zühd,18) demiştir. 

GÜZEL AHLAKLI MÜSLÜMANLAR

İslam’da esas olan affetmek ve hoşgörü sahibi olmaktır. Kin, nefret ve intikam duygusuyla hareket etmek, İslam’a yakışmayan ve kötü ahlak göstergeli hareketlerdendir. Peygamber efendimiz de “ ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” demiştir. Peygamberlerin tamamı ümmetlerine güzel ahlakı anlatmak ve yaşamlarına uygulamak için çalışmışlardır. Kısaca İslam’ı “güzel ahlakın tamamıdır” diyebilmekteyiz.

NEFRET SUÇLARI

Nefret söylemi; “nefret suçuna giden sürecin çıkış noktası, yani nefret suçunun önünü açan tahammülsüzlüğün ve hoşgörüsüzlüğün dışa vurumudur. Nefret söyleminden bahsedebilmek için; belirli özellikleri nedeniyle bir kişi ya da gruba yönelik olmalı, kişi veya grubun sahip olduğu özellikler olumsuz olarak nitelendirilmeli, olumsuz olarak nitelendirilen kişi veya grubun varlığı hoş karşılanmamalıdır. Nefret söylemi doğrudan doğruya şiddete çağıran bir içeriğe sahip olması gerekmez.

KARDEŞ MİSİNİZ?

“Mü’minler ancak kardeştir.” (Hucurat, 49/10) “Birbirinizle hasetleşmeyiniz, bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birbirinizin satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın. Ey Allahın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımını kesmez ve onu hakir görmez. Müslüman kardeşini hakir görene şer olarak bu yeter. Her Müslüman’ın kanı, malı ve ırzı başka Müslüman’a haramdır.”(Buhari, Müslüm Selam, Cenaiz, Kütüb-i Sitte, Prof Dr. İ. Canan)