Metin Çınar
  Güncelleme: 13-07-2019 21:32:00   02-07-2019 20:42:00

SİYASETTE BİRŞEYLER OLACAK, AMA NE?

 

SİYASETTE BİRŞEYLER OLACAK, AMA NE?

Seksendört günde aradaki 13.000 oy farkını 59 kat fark yaptırarak  806.000’e çıkarmanın izahını kim, nasıl yapacak? Bir şeyler oldu demek, demode oldu. Ama yine de sorulmalı. Her gün 10.000 oy kaybetmek için, Ne oldu da, böyle oldu?

Demek ki, halkla inatlaşılmazmış, herkes anlamış olmalı. Halka rağmen politika yapılmıyor, herkes anlamış olmalı. Demek ki, aldığın yetkiyi halkın yararına, genelin çıkarına, verilen vaatlerin yerine getirilmesiyle doğrudan ilişkili olduğuna, ilgililerin anlamış olması gerekir. Zaten sandık da bunun için insanların önüne konulmuyor mu? Bu halka güvenmelisiniz, bu halk her dönem gereğini yapmıştır. Hiçbir zaman görevden kaçmamıştır. Demokrat Partiyi, Adalet Partisini, Anavatan, Refah, Ak Partiyi bu halk iktidar yapmıştır. Güvendiğini yaşatıyor, güven kaybına girenleri de siyasi hayattan silip gönderiyor. Bunların hepsini bu halk yapıyor. Kimse bu halkla inatlaşmamalıdır. 15 Temmuz’a dur diyen de, bu halktır. Dün verdiğini, bugün alıyor diye kimse veryansın etmemeli, halkın istekleri iktidarların ve iktidar olmak isteyenlerin yerine getirecekleri yegane görevlerdir.

ESKİ İSİMLERLE YENİ SİYASET

Yeni, eski olmayandır. Siyasetteki yenilik de eski siyaset ve siyaset anlayışından uzaklaşmadır. 31 Mart ve devamında ki 23 Haziran seçimlerinin sonuçları siyasetteki hareketlenmeyi de tetiklemiştir. Eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Sayın Gül, Yine Eski Bakan ve Başbakan Davutoğlu’nun eski partilerinin yönetimdeki yanlışlıkları üzerinden çıkış yapmaları, kamuoyunda rüzgar esmesini sağlamışlardır. Söylemleri doğrudur veya yanlıştır, zamanlama uygundur veya değildir, bunlara yetkili muhatapları cevap verecektir veya veriyordur. Kamuoyu takdir edecektir.

7 HAZİRAN’DAN DAHA MI SERT?

Ancak; bu çıkışlarla ilgili bir kesim, “eskiden ne yaptıklarına değil de, bugün ne söylediklerine kulak vermek doğrusudur. Eskiyle yargılamamak, şu anda söylediklerinin doğruluğuna bakmak gerekir” yönündedir. Başka bir kesim, “bu ülkenin bu hale getirilmesinde bunların payı yokmuş gibi çıkışlarının samimi olmadığı” ile ilgilidir. Başka bir kesim, “Ak Parti 7 Haziran 2015 seçimlerinde de kan kaybetmişti, bu isimler o zaman bu çıkışları yapmamış, şartlar oluşmadı” diyebilmişlerdi. Bu gün ne oldu da iki kanatlı bir çıkışla Ak Partinin yerine talip olmaya başladılar? Son yerel seçimlere bakıldığın da bu millet çıkışın Ak Parti içinden çıkacak bir veya iki grubun varlığında olduğunu işaret etmedi. Ak Parti’nin Büyükşehirleri kaybetmesi, genel seçimlerde de düşüşün devamına yorumluyorlarsa, işareti yeni bir partiyle değil de, Millet İttifakıyla olduğu yönünde işaret etmesidir. 31 Mart’ta ki düşüş, 7 Haziran’da ki düşüşten daha mı vahim?

MİLLET İTTİFAKI PARTİSİ

Yeni siyaset, eski isimlerle sürdürülebilir olabilecek mi? Yok sa; aynı gövdeye bağlı iki çıkış değil de, Millet İttifakı Partisi olarak mı siyasette yenilik sağlanacaktır? Siyasetteki gelişmeleri tv ekranlarında değil de, genellikle sosyal medya ortamlarında takip edebileceğiz. Yoksa bu gelişmeleri ekranlarına çıkarabilecek pek yayın kuruluşu olduğunu zannetmiyorum. Bu da Türk siyasetinin cilvelerinden olsa gerek. Belki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan trenden inenlerle trendekileri tekrar buluşturacaktır. Bekleyip, görelim

CUMHURBAŞKANI ADAYI VE İMAMOĞLU

Ekrem İmamoğlu mazbatasını alarak, makamına oturdu. Altı aydır “ ben İstanbul’a hizmet etmek için sizlerden beş seneliğine yetki istiyorum” diyerek bugünlere geldi. Buraya kadar olağan dışılık bir söylem yok. Ancak olağan olmayan 4 yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İmamoğlu’nun kesinlikle aday olacağı yönündeki yorumlardadır. Daha bir icraatı olmamış, tabir caizse daha “kitabın ilk ünitesi olan Çevremizi Tanıyalım” dadır. Nasıl oluyor da, belediye başkanlığına oturmadan Cumhurbaşkanı adayı yapıyoruz? Belki de başarısız olacak, halkın beklediği gibi bir performans gösteremeyecek. Şu söyleme katılırım,”genel seçimlerin başarısı yereldeki destek hizmetleriyle olur, bu da başarılı belediyelerledir” Şimdi soruyorum, 4 sene sonraki seçimlerde İmamoğlu aday olabilmek için Belediye Başkanlığından istifa edecek, yerine de mecliste üye çoğunluğu bulunan Ak Parti’den bir aday Belediye Başkanlığı koltuğuna oturacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı olmayan partinin adayının şansı ne olur?

 

 

  Bu yazı 3331 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş