ANLAMIYORSUN
Artık bana yazmıyor, demişsin.
Yazmam, yollarına serdiğim cümlelerin ahı var. Her nefes verişim de ,of deyişimin, hüznü var. Haklısın bu aralar yağmurdan sonra gökkuşağı çıkmıyor, rüyalarımda göremiyor, sadece hayallerim de varsın.
Aslında, ne var ne yoktayım. En kötüsü de bu araf da kalıp hiçbir yere ait olamamak.
Ah yüzünde ay, gördüğüm, parçam. Yazdığım günlerde cevap verdin mi? ki, şimdi sitem kuşanmışsın. Saatleri, dakikalara bölmüşsün, her şiirin mısrasını anlamlandırmışsın.
Yüreğim tozlanıyor, sesini unutmak üzereyim, her göz yaşımda, her takvimin eksilişinde, vicdanımın sesi oluyorsun.
Ağaca çaput bağladım artık dileklerimde yoksun. Seninle bir ömür için ne çok adaklar adamıştım. Kahvemin çamurunda boğdum, hislerimi. Gönlümün havası hep kapalı.
Kapılarıma kilitler, vurdum. Burcu burcu kokan iğde yapraklarının, kokusunu alamıyorum. Seninle başlayıp sana olan sevgimle biten, günlük tutmuyorum.
Sen’den öncesi var mıydı? Yaşamayı nefes alıp vermek saymazsak, ağlamaklı geceleri hiç edersek, varmış.
İçimde patlamaya hazır bir volkan dağları eritecek, tepeleri yakacak, kuşların yuvasını bozacak, serçeleri ağlatacak belki, belki de sessizliğe gömülecek toprak altına girecek beden, dalgalara vurulacak kaptansız mavi gemi, kuruyan dal, boynu bükülmüş düştü düşecek umutlar, hiçlikte ki çokluk, araftayım diyorum, anlamıyorsun.
Çünkü, sen hiçbir şeye geç kalmamışsın, hiç yüzüne sabahın ayazı vurmamış, hiç çaresiz kalmamışsın, hiç düşlerin soğuk yememiş, hiç küsülmemiş, hiç kimsesizlikle sınanmamışsın, herkesi kendin gibi saymışsın.
Ben sana ya çok geç kaldım yada çok erken yaşlandım. Çok su verilince ölür ya çiçekler bende her şeyin biraz daha fazlası…Anlamıyorsun.