HAYIR İŞİNİ YESİNLER..

HAYIR İŞİNİ YESİNLER..

Memleket büyüğümüz!, medar-ı iftiharımız!, ezeli ve ebedi Belediye Başkanımız! Mehmet Özhaseki, Radikal bir karar alarak, 14 Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olmayacağını, kendisini hayır-hasenat işlerine adayacağını buyurmuş, Kayseri’deki bir TV Programında.

Aday olmayacağı bölümü doğru.

Ama söylediği gibi Sayın Cumhurbaşkanından af talep ettiği, bir kenara çekileceği, hayır hasenatla uğraşacağı bölümü hikaye.

İktidar siyasetinin merkezinde bulunan, ama yaşananlardan duyduğu rahatsızlığı, yazmamak kaydıyla sık sık bana dillendiren bir AKP Büyüğü ile bir araya geldim, Ankara’nın Kızılay’ında.

Mekanın adını da yazardım, ama malum kamera kayıtları var, isterler ve deşifre olup diye çekindim. Sadece şu kadarını söyleyeyim, ‘Kocatepe Camii’ne bir metre yüz metre uzaklıkta.

Biliyorsunuz, yazılı olmayan teşkilat genelgelerinden birine göre, ben ve benim gibi her yanlışı dillendiren gazeteciler, haindir, partiye zarar vermektedir.
İlk sorum, “Özhaseki söylediği gibi gerçekten siyasetten çekilip, kendisini hayır hasenata mı adayacak?” oldu.

Yazmama izin verdiği bölümü aynen aktarıyorum;

“Hayır, tamamen hikaye. Külliyede bu adaylık meseleleri konuşulduğunda oradaydım. Reisin danışmanlarından biri, ‘Sayın Cumhurbaşkanım, deprem enkazı üzerinde seçime giriyoruz.

Malum muhalefetin en çok kullandığı ve kullanmaya devam edeceği konu da, 2018 seçimlerinde partiye seçim kazandıran İmar Barışı düzenlemesi. Bu gün 50 binin üzerinde insanı enkazlara kurban verdi isek, bu düzenlemenin getirdiği tablodandır. Tabutluklara ev diye ruhsat verildi. Bu İmar Barışının mimarı ise Sayın Mehmet Özhaseki’dir.

Kendisini Türkiye’nin neresinden aday yaparsanız yapın, muhalefet bunu kullanacaktır’ dedi. Bunun üzerine Özhaseki’ye aday olmaması söylendi, o da hayır-hasenat ambalajına sarıp sarmaladı ve memleketinde bunu ilan etti.

Benim bu konuda bildiklerim bu kadar.”

Mehmet Özhaseki bu karar ile iki tane de avantaj elde etti.

İlki, alınacak başarısız bir sonuçtan sonra çıkıp, “Ben dememiş miydim, partiyi parti yapanları kenara çekip PAF Takımı ile sahaya çıkmayın diye, işte aldığınız sonuç” deme hakkını elde edecektir.

İkincisi, es kazara Ak Parti yeniden seçimleri kazanırsa alın size bir bakan, hangi koltuğa oturtursanız oturtun.

Tam 30 yıldır Kayseri’de, en öndeki isimlerden biridir Mehmet Özhaseki.

Elbette kendisinin 30 yıllık saltanatında yaptıkları, yarattığı zenginleri, açlığa, işsizliğe mahkum ettiklerini, kasasını-kesesini kullandığı iş adamlarını burada, bu köşede tek tek yazacağız. Bunun için vaktimiz bol.

Ama bu zaman diliminde bir çok kent kalkınmada, yatırımda, modernleşmede Kayseri’yi fersah fersah geçerken bu kent yerinde saydı, ufku daraltıldı.

Mehmet Özhaseki göreve getirildiğinde konuştuğumuz sorunlar hala konuşuluyor.

Hiç birinde, bir arpa boyu yol alınamadı.

Yamula Sulaması yapılmadan unutturuldu. Baraj ekonomik ömrünü tamamlamak üzere, bir karış toprak sulanamıyor.

“Gıcık tünelini biz tamamladık” dediler, gıcık tünelinden geçecek su Develi Ovası’nı sulayacaktı, şimdi tünel bölge insanı için bir patates deposu olarak kullanılıyor.

Kızılırmak’ı Kayseri’nin içinden akıtarak kentin çehresini değiştireceğini söylediğinde, bu kentte yaşayan biri olarak nasıl heyecanlandığımı bu gün gibi hatırlıyorum.

Hızlı tren, Yüksek Hızlı Tren adına ne derseniz deyin, Kayseri’den geçip Sivas’a gidecekti, birden bire güzergahı, Sivas ve Yozgatlı vekiller tarafından değiştirildi, bize ise hala tali bir hat yapılacak.

Kayseri gibi bir kadim kentin, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde oluşturduğu değerler tek tek satıldı.

Sebze Hali arsası, Atatürk Stadı alanı, Mimarsinan Parkı çevresi ve daha onlarca kıymetli alan.

“Parasını ne yaptınız?” diye sorsanız, bakanlarının dediği gibi  Sayın Özhaseki’ de diyecektir, “Yol yaptık, tünel yaptık, hava alanı yaptık” diye.
Dedim ya uzun uzun anlatacağız, Haseki’nin 30 yılını.

Yani sizin bildiğiniz Merhum Niyazi Bahçecioğlu gibi, sabah evinden çıkıp Sivas Caddesi’ni öyle boydan boya kat edemeyecek, karşılaştığı insanlar elini sıkıp düğme iliklemeyecek.

Gelelim, onun boşalttığı listenin birinci sırasına yerleştirilecek isme.

Hulusi Akar.

Sayın Akar asker kökenli.

Siyaseti, siyasetin ayak oyunlarını bilmez.

Onu da sordum, Ankara’da çay içtiğim AKP Büyüğüne.

Gülümsedi ve şöyle dedi;

“Atatürk’ün ve Cumhuyetin mirası eserler vardı Kayseri’de. Bunların başında, Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi gelir. Havaalanı işaretli olduğu için arsasının çevresinde çok katlı bina bile yoktu, son yıllara kadar. Şimdi tembel yatağı yapılıyor bu alana. Bir de kapı inşa ediyor Memduh, Melih Gökçek’in Ankara girişine yaptırdığı kapı gibi. Tabii ki bir de cami.  Şehitliğe yakın olduğu için şehit cenazeleri buradan kaldırılacakmış. Camiye katkı verdiği söylenen işadamının serveti konusunda yazılanları sen de biliyorsun. Talas Jandarma Komutanlığı’nın devasa alanı da jandarmanın elinden alınmış. Dikimevi arazisi ile yok edildi. Ne diyecek de oy isteyecek Hulusi Akar, Kayseri seçmeninden. Ben söyleyeyim, gideceği seçim ziyaretlerinde, millet merakla 15 Temmuz gecesi oluşan boynundaki hasarın iyileşip iyileşmediğini merak edecek. Kendisine boğazlı kazakla gezmesini tavsiye ederim. “
Sonra da birden hiddetlendi ve dedi ki, “Bak bunları benim söylediğimi bir yerde çıtlatırsan külliyen inkar ederim, ona göre..”

Dedim ya, bu AKP Büyüğü muhteşem bir adam. 

Bir de yazmamak kaydıyla söylediklerini dinleseniz.

Sözü var, bir kenara çekildiğinde veya minderin dışına itildiğinde anılarını kitaplaştıracağım.

Kendisiyle bile dalga geçiyor ve kitap sözünü verirken diyor ki, “Merak etme, çok beklemeyeceksin, 15 Mayıs’tan sonra oturup yazmaya başlayabilirsin..”

Konuk yazar Ahmet ZORLU