Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 24-09-2021 13:05:00   24-09-2021 13:01:00

TARTIŞMA KÜLTÜRÜ.

TARTIŞMA KÜLTÜRÜ.

İki ayrı Türkiye..

Birinde sessiz sedasız, bildiğini okuyan iktidar ve iktidarın iktidar ettikleri.

Diğer yandan, “Yapma, kendini  de bizi de yakarsın” diye feryat eden, ama sesi halk tabakasına ulaşmayan muhalefet ve geniş halk yığınları.

Bir yandan, Devlet Kavramını ayakta tutması gereken ama tasfiye edilen, etkisizleştiren kurum ve kurullar.

Diğer yanda, Vakıflar, Cemaatler, hamili kartlılar, Kartal İmam-Hatipliler.

Her sözünden, her kararından bir süre sonra çark eden, yanlışında da alkışlanan, çark ettiğinde de alkışlanan bir yapı.

Ağustos Ayında Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp dedi ki;

“Merkez Bankası Başkanımla görüştüm. Eylül’den itibaren faizler de inmeye başlayacak..”

Eylül geldi, Para Piyasaları Kurulu toplandı.

Faizi artırsa ya da sabit tutsa, koltuk gidecek.

Çaresiz faizi bir puan düşürdü.

Bu kararın doğal sonucu olarak da Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kaybetti.

Kazanan kim?

Türk Milleti mi sanıyorsunuz..

Bir avuç yerli ve yabancı para babası.

Kaybeden kim?

Asgari ücretli, işsiz, emekli, öğrenci, memur.

Neden?

Parasının alım gücü biraz daha düştü.

Ay ortasını bile getiremiyordu,  şimdi ilk haftasında aldığı suyunu çekecek.

Halkın nabzını bir nebze tutan  bir-iki tv kanalında uzmanlar “Yapmayın-etmeyin” derken iktidar yanlısı TV kanallarının gündeminde faiz-döviz yok. Millet İttifakının adayının kim olacağı tartışması var.

Bir İktidar partisi milletvekili ile muhalefet milletvekili çıkıp tv ekranlarında bir sorun üzerine tartışmıyor artık.

20 Yıldır, güzel ülkemin bir odasında iktidar bildiğini okuyor, diğer odasında muhalefet “Yapmayın-etmeyin, yanlış yapıyorsunuz” diye feryat ediyor.
Konuşma kültürünü, tartışma kültürünü kaybettik.

Sadece o kadarla kalsa iyi.

İktidarın yanlışlıklarını seslendiren, dile getiren siyasetçi ve gazeteciler de, bir merkezden kumanda edilen Mankurtlar tarafından sokak ortasında dövülüyor, saldırıya uğruyor.

Kiraların alıp başını gitmesi, marketlerdeki gıda fiyatlarının ulaşılmaz hale gelmesi, bu milletin gençliğinin kazandığı üniversitede devasa barınma sorunu ile karşı karşıya kalması,  tarımsal girdi fiyatlarının önlenemez yükselişi, güzel ülkemi açlık sınırının altına doğru hızla itiyor.

Ama hala birileri, Limuzin Filoları ile ABD Seyahatleri yapmakta sakınca görmüyor.

Ama demiyor ki benim yurttaşım, “Sayın Cumhurbaşkanı ve Avanesi Limuzinlere doluşup kent turuna çıkmalarına rağmen ABD Başkanı bizim Cumhurbaşkanımız ile görüşmedi ama, İngiltere Başbakanı Metroya binip gitti, Biden tarafından kabul edildi. Demek ki itibar Görkemli binalarda, görkemli araç filolarında değil, yönetilen ülkenin ekonomik gücündedir” diye.

Ve daha da korkuncunu söyleyeyim mi?

“Bıden ile iyi başlamadık” dedi ya Sayın Cumhurbaşkanı.

Ardından Rusya Ziyaretine hazırlanıyor ya.

“S400’ler için geri dönüş söz konusu değil” dedi ya.

Korkarım, önümüzdeki günlerde NATO,  S400’ler konusunda yeni kararlar, yeni yaptırımlar gündeme getirebilir.

Yani iktidar, yani Sayın Cumhurbaşkanı başımızı belaya sokacak bazı kararlara imza atabilir.

Çağdaş Dünya ile kalan ilişki kırıntıları da yok edilebilir.

Işid belası ile, Taliban kafası ile, Idlib bunalımı ile, ülkenin dengeleri alt-üst  eden mülteci, sığınmacı toplulukları ile baş başa bir Türkiye benim için sürpriz olmaz.

Idlib demişken, sahi Neler Oluyor Idlib’de.

Komutanlar emeklilik istiyor.

Uzmanlar uyarı üstüne uyarı yapıyor.

Ondan sordum..

Ahmet ZORLU

  Bu yazı 2792 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş