Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 20-11-2019 12:48:00   20-11-2019 12:38:00

BATAN GEMİNİN..

BATAN GEMİNİN..

Nazilli’den sonra en büyük Sümerbank Tesisi Kayseri’de idi.

Kapattık, taşınmazlarını kapıştık, kapıştırdık..

Bölge hayvancılığının sigortasıydı, Et ve Balık Kurumu Kayseri Kombinası.

‘Devlet Kasaplık mı yapar’ denilerek kapısına kilit vuruldu.

Kurumun kapanması ile Kayseri’de hayvancılıkta öldü.

Şimdi Yozgat’taki özel sektörün tesisi satın alındı, Et ve Süt Kurumu olarak çalışıyor.

Kayseri Dikimevi vardı, askeri kurumların ihtiyacını karşılayan. Onlarca aile için geçim kapısı, iş kapısıydı.

‘Devlet terzilik mi yapar’ denilerek İstanbul’a gönderildi. Yerinde Adliye Sarayı yükseldi.

Devlet ve SSK Hastanelerimiz vardı, yürüyüş mesafesinde.

Yetersiz filandı belki, ama insanların ulaşabileceği noktadaydı.

Şehir Hastanesi diye bir şey icat ettiler, otobüsle ulaşmak için meydandan bindiğinizde tam bir saate gidebiliyorsunuz.

İş arayan garibanın umut kapısıydı, yürüyerek gider, başvurusunu takip ederdi İşsiz. Eski İş ve İşçi Bulma Kurumu, yeni adıyla İşkur.

Şimdi Ambar Mahallesine taşındı. İşsiz de olsanız, gidiş-geliş için 7 lira cebinizde para olması gerekiyor.

Bankalar Caddesi’ndeydi. Eski adıyla SSK, yenisiyle SGK.

Binayı sattılar, modern bir mağaza oldu. Şimdi SGK’lı hangi işlem için nereye başvuracağını bilemez halde.

Bu kentin Millet Caddesi vardı, Kazancılar’ı vardı, Bankalar Caddesi vardı, ticaret ekonominin nabzının attığı.

Hele bir Sivas Caddesi vardı ki, günün belli saatlerinde ve akşamları iğne atsan yere düşmez, buradaki işyerleri kentin alış-verişine renk katarlardı.

Ama bu kenti yönetenler, 3 AVM ile kıydılar bu ekonomik bölgelere.

Şimdi dördüncüsü geliyor, küçük ve orta ölçekli ayakta kalanların cenaze namazını kılmak için.

Bölge Çiftçisinin sigortasıydı Kayseri Şeker Fabrikası.

İlkbaharda ekerdi pancarı, çapası, sulaması, otunun temizlenmesi derken koca bir yaz emek ve alınteri dökerdi.

Dedik ya kara gün dostuydu çiftçinin, üyesi olduğu pancar kooperatifi.

Hastalandığında, hastanesinden veresiye sağlık hizmeti alırdı çiftçi.

Hacca mı gidecek, avans çekerdi, cenazesi mi var, kooperatif yönetimi bitiverirdi yanıbaşında.

Büyüdükçe büyüyordu.

Boğazlıyan İlçesine Türkiye’nin en modern şeker fabrikasını inşa etti.

Ama iktidar nüfuz edemiyordu, kart yazıp gönderdikleri adamlar bile işe alınmıyordu Şeker Fabrikası’nda.

Akla hayale gelmeyecek iftiralarla bir operasyon çektirdiler, kafa kafaya veren iki milletvekili.

Sonra da adamlarını getirdiler fabrikanın başına.

Yemek hizmetinden başladı tosuncukları kurumu tırtıklamaya.

Bu gün tam 2 katrilyon borçlu.

Ama hala utanmadan, sıkılmadan birileri çıkıp “Kayseri Şeker altın yılını yaşıyor” diyebiliyor, yazabiliyorlar.

Daha da acı olanı, bu kurumda yönetici olan isimler Fetö’den yargılanıyor. Haklarında klasörler dolusu iddia ve ifade var.

Enteresan olan nedir biliyor musunuz?

Bu kentin en emin adamı olması gereken kişi ve kişiler, “Arkanızdayız, devam” dercesine bu yönetime ziyarete gidiyor.

Efendiler sıkı durun.

Bahsettiğim Kayseri Şeker Fabrikası’nın borcu 1 yılda tamı tamına yüzde 292.8 artmış.

Peki fabrikaya ait değerler.

Pancar Motor arazisi vardı, İstanbul’un en gözde noktasında satıldı.

Tır filosu vardı artık yok.

Hayvancılık birimi kurulmuştu, can çekişiyor.

Gaziantep’te fabrikası vardı, çuval üreten yok.

Şekerli ürünler tesisleri vardı artık yok.

Bu tesis 10 yıl önce 500 büyük sanayi kuruluşumuz sıralamasında 58. sırada idi.

Şimdi ise, sadece bu yılki bütçede net 70 milyon zarar var.

İnsan Allah’tan korkar be..

Daha dün değil miydi, “Borcumuz kalmadı diye davul zurna çağırıp fabrika önünde halay çekiyordunuz.

Sevgili dostlar, Kayseri tarihinde hiç bu kadar sahipsiz kalmamış, sahipsiz olmamıştı.

Milletvekilleri varla yok arasında.

Sanayi çöküyor, işletmeler konkordato sırasında.

İnşaat sektörü havlu attı.

Ticaret 2 AVM’ye hapsolmuş, küçük ve orta ölçekli esnaf kepenk kapatıyor.

Ve biz “Gastronomi Çalıştayı” düzenliyoruz.

Bence, yöneticiler önce ‘Mide gurultusu çalıştayı’ düzenleseler, daha yararlı iş yapmış olurlar.

Yapmayın efendiler, etmeyin.

Bu kentin geleceğinde söz sahibi olması gerekenler, uyanın bu gaflet ve dalalet uykusundan.

Konuk yazar AHMET ZORLU

  Bu yazı 4958 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş