Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 18-02-2020 19:59:00   18-02-2020 19:54:00

DARBE.

                                                      DARBE.

O kadar hızlı çeviriyorlar ki gündem çarkını..

Başımız dönüyor, takip edemiyor bakamıyoruz bile bir çok konuya..

O nedenle her gün birkaç konuyu toptan ele almaya çalışıyoruz.

İktidar edenlerle, onları ayakta tutmak için görevlendirilen kalemşörlerin tek ortak amacı var.

Dikkatleri, odaklanması gereken noktadan uzak tutmak.

Bol miktarda iç ve dış düşman oluşturup, herkesin bunun üzerinde konuşmasını sağlamak.

Allah var başarılı da oluyor.

Ama çatacak kimse kalmadı birader.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin suyunu sıka sıka posasını çıkardınız.

Vesayet dediniz yüklendiniz, Ergenekon dediniz komutanlarını toplayıp cezaevine soktunuz, Şerefli subayları ‘Örgüt Üyeliği’ ile yaftalayıp, sahte tanıklarla müebbetlik hale getirdiniz.

Önünü açtığınız Fetöcü sözde komutanlar namluyu size çevirince anladığınızı sandık yaptığınız hatayı. Ama anlamadınız birader.

Yine başladınız, el altından “Bu asker var ya bu asker rahat durmuyor, darbe yapacak” safsatasına.

ABD’de sözde düşünce kuruluşları önünüzü açacak raporlar hazırlıyorlar, sizin için;

“Kemalist Askerler darbe yapacak” diye..

Darbe yapacak Askeri Yapı mı bıraktınız birader.

Eskiden Genelkurmay Başkanı, Komuta Kademesi ve çakı gibi askeri birlikler vardı, bize güven, birilerine korku veren.

Şimdi hangi askeri birliğin kime bağlı olduğunu biz bile izleyemiyoruz.

Bu millet Genelkurmay Başkanının kim olduğunu bile bilmiyor.

Okulları kapattınız, Harp Okullarını.

Liselerini kapattınız, Askeri Liseleri.

Terörle Mücadelede yaralandıklarında güvenle tedavi gördükleri Askeri Hastanelerini bile çok gördünüz.

Şimdi Darbe yapacaklar öyle mi?

Zaten yaptınız yapılacak darbenin ey büyüğünü siz, Onurlu Türk Askerine.

Yani bu günkü yapıdan darbe beklemeyin.

Hele Hulusi Akar öncülüğünde hiç beklemeyin.

Zira Sevgili Hemşehrimiz, sizi yıllardır komutanlığını yaptıklarına tercih etmez merak etmeyin.

Hem onun başka görevleri de var.

Abdullah Gül gibi ayrılıkçıları, siyasetten uzak tutmak gibi.

Gelelim, dahi Tarım Bakanımızın Makamında, “Çamaşır Suyu’nun tavuk eti üzerinde etkileri” konulu dahiyane! test çalışmalarına ve sonuçlarına.

Tarım Bakanlığı 6 ayda bir, lokantalardan, kasaplardan, sucuk ve pastırmacılardan topladığı numunelerin test sonuçlarını açıklıyor.

Her açıklamada ‘Onur Listesinde!’ Kayseri en itibarlı noktalarda oluyor.

Hacı Babaların eşek etini, Medine isimli işletmelerin ne idüğü belirsiz ürünleri bize nasıl yedirdiklerini 6 ayda sonra da olsa öğreniyoruz.

Ancak bu denetim işinde bir yanlışlık var gibi geldi bana.

Eskiden Hileli ürün toplanır, tutanakla imha edilirdi.

Ama şimdi yiyoruz, hazmediyoruz, sonra da bakanlık bize soruyor, ‘Eşek etiyle zenginleştirilmiş köfte nasıldı?’ diye.

Yerel yönetimlerin gıda, hijyen gibi alanlarda faaliyet gösteren işletmeler üzerinde denetim yetkisi yasayla elinden alındı.

Hepsi Tarım Bakanlığı Bünyesine toplanmış.

Bakan ise çamaşır suyu-tavuk eti ilişkisini çözebilmek için makamda deneysel çalışmalar yapıyor, herhalde sonuçları açıkladıktan sonra Nobel’e aday gösterilir!

Ve en can yakıcı sorunlarımız yine hiç gündemde yok.

İşsizlik, hayat pahalılığı, üretimsizlik, Suriye Bataklığı..

Eğitimin içine düşürüldüğü büyük çıkmaz.

Sağlık konusunda yaşadığımız sıkıntılar.

Geliyorum diye davul çalan Deprem riski.

Ey İktidar Edenler, diyorum ki tek tek cımbızla üye aramak yerine bu kronikleşen meseleler üzerine gitseniz, inanın sandıkta oy patlaması yaşarsınız.

Yok bunu yapmaz, kaybettiğiniz üye sayısını bu şekilde yerine koymaya kalkışırsanız, yarın sandıkta kayıtlı üyeniz kadar oy alamayabilirsiniz.

Benden uyarması.

Konuk yazar Ahmet ZORLU

  Bu yazı 5069 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş