Ahmet Zorlu
  Güncelleme: 08-02-2020 07:51:00   08-02-2020 07:45:00

SİZ KİMSİNİZ?

                                            SİZ KİMSİNİZ?

Kıyaslamayı kendiniz yapın.

Biz’misiniz, Onlar’mı?

Buna karar verdiğinizde, yaşananları, yaşatılanları çok daha berrak, çok daha net olarak görmeniz mümkün.

Zira;

Biz, Demokrasi diyoruz.

Biz, Evrensel boyutta insan hakları diyoruz.

Biz, Bağımsızlık diyoruz.

Biz, Üretim Ekonomisinden yanayız.

Biz, Çağdaş Hukuk normlarına uygun Adalet Sistemini savunuyoruz.

Biz, Özelleştirme adı altında ülkemin değerlerinin bir avuç mutlu azınlığın emrine sunulmasına karşıyız.

Biz, Fikir ve Düşünce Hürriyetini savunuyoruz.

Biz, Emperyalizmin her türlüsüne karşıyız.

Biz, Başka ülkelerin İçişlerine karışılmasına değil, başka ülkelerle eşit şartlarda dostça ve işbirliği içinde yaşanılmasından yanayız.

Biz, Sanayide, Tarımda, Hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke olmanın önemini savunuyoruz.

Biz, Ödünç parayla ülke ekonomisinin idare edilemeyeceğini söylüyor ve savunuyoruz.

Biz, Çağdaş normlarda eğitimle ülkenin kalkınacağına inanıyoruz.

Biz, Basın özgürlüğünün olmazsa olmazlığından yanayız.

Biz, Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin insan olmanın en doğal hakkı olduğunu ve bu iki unsurun paralı olamayacağını söylüyoruz.

Biz, Huzur, barış ve kardeşlik içerisinde yaşanılan dünya harikası bir ülkemiz olduğunu savunuyoruz.

Ve biz, Kuruluşun, Kurtuluşun felsefesine gönülden bağlı Atatürk İlke ve Devrimlerinin bu ülkenin aydınlık geleceği olduğuna inanmış bir çoğunluğuz.

Ama;

Onlar, Satarak, parselleyerek, dilenerek ekonomiyi idare ediyorlar.

Onlar, Bölerek, kendileri gibi olmayanları yaftalayarak, Vatanseveri Hain, İhanet edeni ‘Vatansever’ ambalajında sunuyorlar.

Onlar, Demokrasiyi hedefe giden bir tramvay olarak görüyor ve ‘İstediğimiz durakta ineriz’ diyorlar.

Onlar; Milli bayramların gururunu ve coşkusunu yaşamamızı bile çok görüyorlar.

Onlar; Bağımsızlık ateşiyle tek yürek olarak başlatılan milli mücadeleyi, idrak edemiyorlar.

Onlar; Biz ve onlar diye ayırımcılık bölücülük yapıyorlar.

Onlar; Milletimiz diyorlar ama Türk Milleti demiyorlar, diyemiyorlar.

Onlar; Milletimiz diyorlar ama hangi milletten olduklarını söyleyemiyorlar.

Onlar; Kin nefret ve öfke içinde kendilerinden olmayanlara zehir kusuyorlar.

Onlar; Bin yıldır et-kemik misali olan Anadolu insanını birbirine düşürüyorlar.

Onlar; Her gün etnik tasnifler yapıp zihinleri bulandırıyorlar.

Onlar; Açıktan mezhepçilik ajitasyonları yapıyorlar.

Onlar; Ellerindeki iletişim gücünü, milletin gözünü boyamak, olmayanı olmuş gibi göstermek için kullanıyorlar.

Onlar; İnanç ve kavramlar üzerinden ayrılık tohumları ekerek toplumu cepheleştiriyorlar.

Onlar; Türk Askerinin başına çuval geçiren ve Lozan’ı hâlâ tanımayan ABD ile işbirliğini varlık sebebi sayıyorlar.

Onlar; Sevr peşinde koşuşturan Avrupa Birliği’nden, Kıbrıslı Rum’dan İsrail’e, Irak’tan Suriye’ye, İran’dan Rusya’ya herkesle dostluğu düşmanlığa çevirdiler.

Onlar; Türkiye’nin itibarını on paralık ediyorlar.

Onlar; Yüce Türk milletinin büyük fedakarlıkları ve ordumuzun destansı kahramanlıkları sayesinde tüm güçlüklere karşın eşine az rastlanır bir zaferle sonuçlandırdığını hatırlamak istemiyorlar.

Onlar; Gücümüzün, potansiyelimizin, farkına varmadıkları gibi birlik ve beraberliğimizi koruma kaygılarına sahip değiller.

Onlar, Cumhuriyeti nitelikleri ve kazanımlarıyla her geçen gün daha da ileri taşımanın kıvancını duymuyorlar.

Onlar; Bu ülkeyi yoktan var eden, demokrasi, cumhuriyet gibi değerler üzerine sarsılmaz bir sistem inşa eden, Atatürk ve arkadaşları ile alay ediyor, onları küçümsüyorlar.

Onlar; Her alanda bölüyorlar, bölünüyorlar.

Sevgili dostlar;

İşte bundandır, onlar aydınlıktan korkuyor, toplumu korkutuyorlar.

Oysa, biz;

Aydınlığın, bu ülkenin geleceği olduğuna inanıyoruz.

Şimdi soruyorum;

Peki siz kimsiniz?

Biz mi onlar mı?

Konuk yazar Ahmet Zorlu

  Bu yazı 6221 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş