Her 6 Kişiden 1'i Yalnızlıktan Etkileniyor

Sosyal medya platformlarının sürekli etkileşim ve parmaklarımızın ucunda yüzlerce "arkadaş" vaat ettiği, aşırı bağlantılı bir dünyada yaşamamıza rağmen çağımızın büyük sessiz salgını olarak tanımlanan yalnızlık, her geçen gün artıyor.
 Tarih: 05-12-2025 13:37:05
Her 6 Kişiden 1'i Yalnızlıktan Etkileniyor

Sosyal medya platformlarının sürekli etkileşim ve parmaklarımızın ucunda yüzlerce "arkadaş" vaat ettiği, aşırı bağlantılı bir dünyada yaşamamıza rağmen çağımızın büyük sessiz salgını olarak tanımlanan yalnızlık, her geçen gün artıyor. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sosyal Bağlantı Komisyonu tarafından yayınlanan rapora göre dünya çapında her 6 kişiden 1'inin yalnızlıktan etkilenirken yalnızlığın her saat yaklaşık 100 ölüme, yani yılda 871.000'den fazla ölüme yol açtığı tahmin ediliyor.

Türk toplumunun köklü kültürel mirasında, bilgi ve deneyim paylaşımına dayalı sıcak ilişkiler her zaman önemli bir yer tutmuştur. Ancak günümüzde bireyler arasındaki mesafe giderek artarken bu durum toplumsal psikolojiyi de olumsuz etkilemektedir. Sanal iletişimin yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar gerçek hayattaki ilişkilerden uzaklaşırken yalnızlık duyguları da artıyor.

Oysaki aile ve arkadaşlarla kurulan sıcak bağlar, kişilerin psikolojik sağlığı için hayati önem taşıyor. Farklı deneyimlere sahip insanların hikayeleri ise insanlar arasında terapi niteliği taşıyabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sosyal izolasyonu da sigara, aşırı alkol tüketimi, obezite ve diğer halk sağlığı tehditleriyle birlikte bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlıyor.

Gerçek Bağlar Yerini Dijital Onaya Bıraktıkça Yalnızlık Derinleşiyor

Sanal iletişimin giderek yaygınlaştığı bir dönemde insanlar gerçek ilişkilerden uzaklaştıkça yalnızlık duygularının derinleştiğini belirten Hikayelerle Hayat Terapisi kitabının yazarı Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat, “İnsanlık tarihinde hiç olmadığı kadar "bağlantılıyız"; ancak nedense kendimizi hiç bu kadar yalnız hissetmedik. Çünkü ceplerimizde kocaman ağlar taşıyoruz. Bir arkadaşımıza mesaj atabilir, görüntülü bir görüşmeye katılabilir, bir yabancının tatiline yorum yapabilir veya düşüncelerimizi her an dünyaya canlı olarak aktarabiliriz. Fakat ekranların ardında yaşamak yerine, gerçek hayatta birbirimize dokunmak; yüz yüze konuşmak, dertleşmek ve paylaşmak çok daha değerli.

Öncelikli olarak dijital onaya (beğeniler, takipçiler ve kısa etkileşimler) güvendiğimizde, geçici, dopamin yüklü anların yerine anlamlı alışverişler koyarız. Bu, duygusal bir boşluk yaratarak izolasyon hissini yoğunlaştırır. Başka bir deyişle, sosyal medya ve ruh sağlığı derinden iç içe geçmiştir. Bizi birbirine bağlamak için inşa edilen platformlar, ironik bir şekilde, bizi daha da yalnızlaştırıyor ve gerçek dostlukları yüzeysel paylaşımlara indirgiyor” dedi.

“Bir Hikâye Bir İnsanı, Bir İnsan Bir Toplumu İyileştirir”

Hikâyeler, geçmişten bugüne insanları birbirine bağlayan en güçlü köprülerden biri olduğunun altını çizen Dr. İskenderoğlu Bahat, sözlerine şöyle devam etti: “Bir insanın deneyimi, bir başkası için iyileştirici bir ışığa dönüşebiliyor. Çünkü her hikâye, düştüğünde kalkmayı başaran, en savunmasız anında bile umudun peşini bırakmayan bir insanın sofrasıdır aslında. O sofraya oturduğunuzda, bir başkasının yaşadıkları sizin yalnızlığınızı alır. Maalesef mahallelerde, sokaklarda kurulan bağların yerini ekranların soğuk ışığına bıraktı.

Etiketler
  Editör: Adnan Korkmaz   Kaynak: Kurum Bülteni
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  DİĞER SAĞLIK Haberleri
BİZİ TAKİP EDİN
  • Tüm Anketler
    Web sitemize Beğendinizmi?
    HABER ARŞİVİ
    GAZETEMİZ
    YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş